ASLI (17.BÖLÜM)
Zil çaldığında hepimiz sınıfa giriyoruz. Usulca sırama doğru gidiyorum ve oturuyorum. Çantamı iyicene sıraya yayıyorum. Yayıyorum tabi. Ki bir insancık gelip de yanıma oturmasın. İnsanlardan bu denli uzak durma sebebim.. Ne bileyim yani, babamın ölümünden ve annemin bana yalan söylemesinden sonra böyle oldum. Kimselere güvenemiyorum. Tamam, belki de insanlara karşı çok önyargılıyım. Ama buna engel olabilseydim..
Kapı açıldığında Nihal hoca sınıfa giriyor. Birkaç saniye durduktan sonra kapıya dönüp gülümseyerek "Gir, gir" diyor. Bu cümleden sonra sınıfa bir kız giriyor. Aa! Bu kız az önce arabada gördüğüm kız değil mi? Hani boya küpü olan? Evet, evet o! Kız, telli dişleriyle sırıtıyor sınıfa.Nihal hoca ve kız tahtanın tam önünde duruyor. Hoca, kızı işaret ederek;
-"Merhaba çocuklar. Sınıfımıza yeni bir arkadaşınız geldi. Kübra, canım boş bir sıraya geçebilirsin."
Kübra. Güzel isim. Boya küpü önce biraz sınıfa genel bir bakış atıyor. Sonra benim yanımın boş olduğunu görünce... Allah kahretmesin...
Yanıma oturuyor. Allah'tan cam kenarındayım. Oh, pek de severim cam kenarında oturmayı. Bu boya küpünün saçlar sarı, gözler mavi.. Fizik desen on numara beş yıldız. Buralarda çürünüyor, yeminle çürünüyor.
Hoca dersi tıkır tıkır anlatırken ben camdan dışarıdaki kavgayı izliyorum. Acaba final ne olacak? Kendimi öyle kaptırmışım ki, tahmin etmeye başlıyorum kavganın sonucu nasıl bitecek diye. Birden boya küpü beni dürtüyor. Yüzümü ona doğru çeviriyorum ve kaşımı yukarı aşağı sağ sol bi'şeyler yaparak "Ne oldu?" demeye çalışıyorum. Boya küpü de parmağıyla Nihal hocayı işaret ediyor. Nihal hoca, gözlerini bana dikmiş, kös kös bakıyor. Ayağa kalkma gereği duyuyorum. "Aslı?" diyor.
"Efendim hocam?"
-"Yaşıyor musun sen?" deyince sınıf kahkaha atıyor. Aman, ne komik.
"Evet."
-"O zaman artık soruma cevap alabilir miyim?"
"Ne sormuştunuz hocam?" sınıf gene kahkaha atıyor. İyice otomatiğe bağladılar.
Kapı açıldığında Nihal hoca sınıfa giriyor. Birkaç saniye durduktan sonra kapıya dönüp gülümseyerek "Gir, gir" diyor. Bu cümleden sonra sınıfa bir kız giriyor. Aa! Bu kız az önce arabada gördüğüm kız değil mi? Hani boya küpü olan? Evet, evet o! Kız, telli dişleriyle sırıtıyor sınıfa.Nihal hoca ve kız tahtanın tam önünde duruyor. Hoca, kızı işaret ederek;
-"Merhaba çocuklar. Sınıfımıza yeni bir arkadaşınız geldi. Kübra, canım boş bir sıraya geçebilirsin."
Kübra. Güzel isim. Boya küpü önce biraz sınıfa genel bir bakış atıyor. Sonra benim yanımın boş olduğunu görünce... Allah kahretmesin...
Yanıma oturuyor. Allah'tan cam kenarındayım. Oh, pek de severim cam kenarında oturmayı. Bu boya küpünün saçlar sarı, gözler mavi.. Fizik desen on numara beş yıldız. Buralarda çürünüyor, yeminle çürünüyor.
Hoca dersi tıkır tıkır anlatırken ben camdan dışarıdaki kavgayı izliyorum. Acaba final ne olacak? Kendimi öyle kaptırmışım ki, tahmin etmeye başlıyorum kavganın sonucu nasıl bitecek diye. Birden boya küpü beni dürtüyor. Yüzümü ona doğru çeviriyorum ve kaşımı yukarı aşağı sağ sol bi'şeyler yaparak "Ne oldu?" demeye çalışıyorum. Boya küpü de parmağıyla Nihal hocayı işaret ediyor. Nihal hoca, gözlerini bana dikmiş, kös kös bakıyor. Ayağa kalkma gereği duyuyorum. "Aslı?" diyor.
"Efendim hocam?"
-"Yaşıyor musun sen?" deyince sınıf kahkaha atıyor. Aman, ne komik.
"Evet."
-"O zaman artık soruma cevap alabilir miyim?"
"Ne sormuştunuz hocam?" sınıf gene kahkaha atıyor. İyice otomatiğe bağladılar.
Yorumlar