ASLI (12. BÖLÜM)
O zamanlar 13 yaşındaydım. Annem çalışmıyordu. Babam
eve geç saatlerde geliyordu. Göremiyordum onu. Pazar günleri evde oluyordu. Her
pazar benim için bayramdı. Çünkü o gün hep, babam annemle beni alır gezdirirdi.
Çok eğlenirdik beraber. Çok güzel vakit geçirirdik. Her şey yolunda gidiyordu.
Aradan uzun bir süre geçmişti. O gün geç uyuyacaktık annemle. Doğum günümdü çünkü.
Babamsız kutlayamazdım. Saat 12'yi buldu. Babam gelmedi. Bu saatte evde olması
gerekiyordu. Saat 12:30'u buldu. Babam gelmedi.
Her geçen bir yarım saat, umudumdan bir parça alıp götürüyordu. Çocuk umudu diye bir şey vardır; hiç
bitmeyen. Ben de umudumu
kaybetmedim. Evet, eksiliyordu ama
bitmiyordu. En kötü ihtimalleri duyduğu
hâlde ufacık bir sözcükten bile kendine
umut yaratabilirdi çocuk. Yetişkinlerin
yapamadığı şeylerden biri de bu değil midir? Ben de yarattım. Annemin yüzüne baktığımda umut aradım, bunu
farkettiğinde gülümsüyordu. O kadar beceriksiz bir oyuncu ki annem,
paniğini gizleyemiyordu. Aklında kurduğu tüm negative ihtimalleri yüzünden açık
açık okuyabiliyordum. Artık dayanamamıştı ve eli telefona uzandı. Babamın işyerini
aradı.
-“Alo Cemal Bey? Ben
Yücel Sarı’nın eşi Yasemin Sarı. Eşim orada mı? Hala eve gelmedi.”
-“A, Yasemin Hanım.. Biz de size ulaşmaya çalışıyorduk. Evet
eşiniz burada.”
-“İşler yoğun mu yoksa? Bu saatte bitmesi gerekmiyor muydu?”
-“Hanımefendi.. Eşiniz burada. Burada ama biz onu iş
dolayısıyla burada tutmuyoruz. Doğrusu biz tutmuyoruz. Kendisi oturuyor. Eve gitmeyi bilmiyor.”
-“Ha? Nasıl yani? Eve gelmeyi nasıl bilmesin Cemal Bey, siz
neden bahsediyorsunuz?!”
-“Bakın, biliyorum. Anlaması güç. Demesi ondan da güç. Bu
söylediklerimi anlayabilmeniz için burada olmanız ve şuanki sahnelere şahit
olmanız gerekiyor. Saçma gelebilir, anlıyorum.”
-“…Tamam. Hemen geliyorum.”
Cemal Bey’in saçmaladığını ve gevelediğini düşünüyordum ben
de. Ama durum tam da öyleymiş. Annem
beni de götürdü oraya. Bu acıyı benim de tatmama sebep oldu. Oraya vardığımızda babam oturuyordu. Hemen babamın kucağına atıldım. “Seni çok
özledim baba.” Olanlardan haberdar değildim. Bana hiç bir şey
anlatmamışlardı. Bana şaşkın gözlerle
bakıyordu. O an işte ufacık kalbimi en
derininden yaralayan soru geldi.
-“Sen kimsin?
Yorumlar