ASLI (8.BÖLÜM)
"Belediye otobüsüne atıyorum kendimi. Soluğu,
Gözdelerin tıpkı evleri gibi lüks kapılarının önünde alıyorum. Sahi, niye bu
kadar telaşlıyım? Ne zamana dek böyle sabırsızdım? Beni heyecana düşüren ne?
Kendime şaşırıyorum. Ruhumdan yanıt isteyen beklentilerim, Gözde'yi karşımda bu
şekilde görünce bir an duruyor. Elimde olmadan gülüyorum. Gözde bundan
hoşnutsuz olacak, tek kaşını kaldırıp ciddi ciddi bakıyor.
-"Komik olan nedir?"
"Hiiç." diyorum gülmelerimi bastırmaya
çalışırken.
-"Gir içeri." diyor ciddiliğini bozmadan. Ben
salona doğru ilerlerken o da aynanın karşısına geçip kendini dikkatlice
inceliyor. Kendi de gülüyor bu hâline. Bu bonus saçlara, yüzündeki bu yeşil
maskeye gülmemek zor tabi.
Allah'ım, bu koltuğu görünce ilk kez bu denli oturma
hevesim olduğunu hatırlıyorum. Rahatça oturuyorum koltuğa, "rahat"
sözcüğünden anladığım ne kadarıysa artık, koltuğu işgal ediyorum resmen. Gözde
de karşıma oturuyor.
"Naber?" diyorum meraklı bir ses tonuyla. Bu sıralar neden böyle kızgın olduğunu
gerçekten merak ediyorum çünkü.
-"Aynı. Senden naber?" diyor durgun bir sesle.
Bir şeylerin yolunda gitmediğini sezerek tek kaşımı kaldırarak soruyorum.
"Emin misin? Her şey yolunda mı?"
-"Aa, Aslı yeter ama! Buraya konuşmak için gelmedin
her hâlde? Hadi sen odama çık, ben yüzümü yıkayıp geliyorum. Daha çok işimiz
var. Kıyafet seçeceğiz, maske seçeceğiz, saç makyaj, ohoo!" diyor oturduğu
puftan bir çırpıda kalkarak. Yüzümde rahatladığımı belirten tatlı bir gülümseme
beliriyor. Bu söyledikleri, onun iyi olduğuna karşı sinyal gönderiyor
karmakarışık kafama.
Yukarı, Gözde'nin odasına çıkıyorum. Gözde de yüzünü
yıkayıp yanıma geliyor. Tek eliyle, zarifçe gardrobunu açıyor. İki elini yana
doğru açarken sonra şirin bir ses tonuyla,
-"Eveet, seç beğen al!" diyor.
Gözde'nin dediği gibi seçip beğenmek zor. Bu kadar
seçeneğin arasında hapsolduğumu söyleyebilirim. Elbiselere uzunca göz
gezdirdikten sonra elim, turkuaz, uzun, bol, sade bir elbiseye uzanıyor. İlk
önce aynada üzerime doğru tutuyorum. Daha sonra denemek için yan odayı
kullanıyorum.
Gözde'nin yanına geliyorum. Kollarımı yana açıp, tek
kaşımı kaldırarak soruyorum,
"Nasıl?"
Gözde mavi gözleri ile beni baştan aşağı süzüyor önce.
Sonra dudağını yana doğru büzerek,
-"Imm, hayır. Olmamış. Bu senin rengin değil. Hem
çok sade bir şey bu. Sana daha canlı şeyler lazım. Şuna ne dersin?" diyor
gardıptan önü kısa, arkasından uzun tül sarkan siyah bir elbiseyi çıkarıp.
Baştan aşağı süzüyorum elbiseyi. Hoşuma gidiyor. Yine yan odada deniyip
geliyorum. Gözde'nin yanına gelip, daha
sormamı beklemeden söylüyor büyük bir heyecanla,
-"Harika! Bu senin rengin. Sana en çok giden.
Balonun en güzel kızı sen olacağına şimdiden bahse girebilirim."
Yamukca gülüyorum.
"Elbise tamam. Maskeye geçelim artık. Hava da
kararmadan kostümüm tam olmalı."
Neyden bilmiyorum ama, bir şeylerden gururlandığını
belirtecek biçimde bir gülümseme yerleştiriyor suratına.
-"Dert etmen bile baştan yanlış Aslıcığım. Benim kaç
kez maskeli balolara, partilere gittiğimin hesabı bile yapılamaz. Bende bolca
var. Seç, beğen, al!" diyor eğilip çekmeceyi açarken.
Allah'ım! Bu Gözde gerçekten harika! Hele ki şu elbise
konusunda, heheh. Çeşit çeşit maskeler.. Elbiseme en uyumlu olanı seçmekte
zorlanmıyorum. Elimle koymuş gibi
gözümün önünde buldum çünkü, siyah, kenarları hafifçe, beyaz ile çevrelenmiş
maskeyi. Maskeyi , yatağa zarifçe
koyduğum elbisemin üstüne koyuyorum. Gözde şaşırmış bir ifade yerleştirerek
yüzüne,
-“Harika bir uyum! Aslı neler oluyor, sen böyle kombinler
yapamazdın. Ben olmasam , abiyenin altına spor ayakkabı giyebileceğine yemin
edebilirdim!”
Gözlerimi fal taşı gibi açarak,
“Yok artık, daha neler? Abartıyorsun. Haydi, artık hazırlanmamız gerek.”
-“Tamam, tamam. Haydi sen elbiseni giy, ben alttan makyaj
malzemelerimi getirip geliyorum. Salonda kalmış” diyor makyaj masasının boş
olduğunu inceleyerek.
Gözde alta indikten sonra ben de elbiseyi giyiyorum.
Aynada kendimi inceliyorum. Gözde de yanıma geliyor. Hööst! O da ne öyle?
Makyaj malzemesi diyince bunu kast ettiğini düşünmüyordum. İri bir kutu getiriyor yanıma. Kutuyu açarken, gözünü ondan ayırmayarak söylüyor,
-“Kırmızı bir rujla kombinin gösterişliğini daha da arttırabiliriz. Hafif
allık… Imm, koyu bir göz makyajı. Harika olacaksın.”
“Ne? Çok abartmıyor musun Gözde? Elbisem yeterince
gösterişli zaten.”
-“Abartmıyorum cicim. “Sen ne dersen o olacak.” Dediğini hatırlıyorum?”
Derin bir iç çekip, onay veriyorum,
“Of, tamam tamam.”
Makyajım da bittikten sonra eve gidiyorum Gözde’ye
teşekkür edip.”
Yorumlar