SEVGİ ÜZERİNE

Sokakta yürürken kaldırımın bir kenarına oturmuş, etrafına aval aval bakan ve her bakışında yüzünü ekşiten bir adam gördüm. Elinde bir çay bardağı, bakışlarının eşliği ile yudumluyor çayını...Yüzünün o ekşi ifadesi ve çayın sıcaklığı arasında dağlar kadar fark vardı. Kötü bakışlarının ardı arkası kesilmiyordu.

Adamın bu ilginç davranışlarına tepkim yalnızca içten olmadı. Yanına vardım, oturdum soluna. Arkamızda, içi aylak dolu olan kafeden iki çay istedim. Biten çayının ve biten kötü bakışlarının yerini şaşkın bir ifade aldı. Kafedeki minik çırak geldi, çaylarımızı bize uzattı. "Buyrun, içiniz." dedim adama. Bir teşekkür etmeye ihtiyaç duymadan aldı ilk yudumunu. İçten gelerek söylediğini düşündüğüm sözlerine başladı. "Şu insanlar.. Bir kadın, çocuğu için saçını süpürge ediyor. Kendi yemiyor, çocuğuna yediriyor. Kendi giymiyor, çocuğunu giydiriyor. Nedir bu? Kimse, bir başka biri için bu denli uğraşmak istemez. İnsan hiç kendisinden başkasını düşünür mü? Ne garip ve salakçadır." dedi. Adamın tüm tavırlarının bu konuya bağlandığını düşünüyorum. Önyargıların daima kötü ve yararsız olduğunu savunsam da, dayanamıyorum: Ne cahil adammış? İç dünyasında yok olan "sevgi"nin, dünyada, insanlarda yansımasını fark edemiyor. Cevap vermeye hazırlanmak amacıyla öksürdüm, sesimi düzelttim. Başladım sözlerime: "Kadının evladına gösterdiği ilgi, şefkat, fedakarlık, "sevgi"nin temelidir. Evladına duyduğu sevginin sonucudur bunlar. Evladına sevgi duymasaydı bunların hiç birini yapamazdı. Yalnızca anne - evlat ilişkisi değil, evrende birçok varlık birbirlerine karşı sevgi duyarlar. Sürekli birbirlerinin iyliğini isterler. Onun mutlu olabilmesi için ellerinden geleni yaparlar. Galiba senin ruhunda da "sevgi" denen eşsiz duygu ölmüş!"

Yutkundu birden. Gözlerini, bir annenin çocuğunu sevişine çevirdi. Az önce ettiğim önyargı doğru idi: Sevgiden yoksun bir insanın hiç bir duygu ve histen haberi yoktur!

Begüm Uluç

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2015

"NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BİLİYORUM"

BUSUU YÖNTEMİ