Begüm'ün Günlüğü

Her insan özgür olmak, hayattaki her anı, güzelliği yaşamak ister. Özgür olup dilediği herşeyi yapmak ister.. Halbuki tüm insanlar özgür bir vaziyettedirler. Ama bunun farkında..pek de değiller. Çoğu insan özgürlüğün ne anlama geldiğini tam olarak kavramış değillerdir. Özgürlük,bana göre; herhangi bir engel çerçevesi içinde kalmadan hayallerini, dileklerini, istek ve arzularını hayata geçirebilmektir. Ve de kimsenin tehditi,zorbalığı altında kalmadan.. Ve bence herkes böyle bir hakka sahiptir. Hayallerinizi gerçekleştirmek ve özgürlüğün kilidini açmak için, bu hayatta sizlere hep fırsatlar sunulur. Önemli olan; herşeyin arasından bu altın fırsatları fark edebilmektir. Özgürlüğün sırrı olur mu,peki? Bu, kişinin elinde olan bi' tercih. Sonuçta özgür. Kısıtlamayı da kendi yapar. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere, esen kalın

Merhaba arkadaşlar! Yeni bir şarkı önerisiyle yine karşınızdayım... Bilirsiniz, o anki ruh hâliniz nasıl ise ona göre müzik dinlemek istersiniz. Ruh hâlinize göre sevdiğiniz ve tercih ettiğiniz şarkılar durmaksızın değişebilir.  Ben de; şuanki ruh hâlime ayak uyduracak şekilde bir şarkı dinlemek istedim. Bugün keyfim moralim yerinde olduğundan hareketli şarkı dinlemeyi tercih ettim. Kim tanımaz ki Demi Lovato 'yu? Asıl adı Demetria Devonne Lovato  olsa da biz onu Demi Lovato  olarak tanıdık. Ve bugün size önereceğim şarkının kahramanı da Demi Lovato olacak. Ev-veet! Günün şarkısı: DEMI LOVATO - LET IT GO İyi dinlemeler! Bir dahaki "Günün Şarkısı" etkinliğimizde görüşmek üzere, esen kalın.

MERHABA ARKADAŞLAR! Şarkı zamanı, şarkı zamanı, şarkı zamanı... :) Haydi, kulaklıklarınızı takın. Şimdi ben size bir şarkı önereceğim. Avril Lavigne 'dan, Here's To Never Growing Up Bu şarkı çok eğlenceli. Dinlemenizi kesinlikle öneriyorum. Dinlerken kendinizden geçebileceğiniz şarkılardan. Zaten Avril Lavigne'nin şarkılarına bayılıyorum. Görüşmek üzere, esen kalın.

Bazen gerçekleri bilmek... Duymak istemezsiniz. Adeta gerçeklere kulak tıkarsınız. Yalanlar, sahte sözcükleri duymak istersiniz. Çünkü onların sizi mutlu edeceğine inanırsınız. Evet, bazen; gerçekler kalbimizi derinden kırabiliyor. Sırf o gerçekler yüzünden çok üzülebiliyoruz. Ağlayabiliyoruz. İşte bu yüzden gerçeklerle yüzleşmek istemiyorum. Bir nevi geri çekiliyoruz; Kaybediyoruz oyunu ve yalanları duymaya gidiyoruz. Çünkü biliyoruz ki yalanlar bizi üzmeyecek, dahasına; mutlu edecek. Heveslendirecek, heyecanlandıracak! Gerçekler ise canımızı yakacak, biz öyle biliyoruz çünkü. Bu yüzden kendimizi kandırıyoruz ve yalan olduğunu bildiğimiz halde bazı şeyler için seviniyoruz, hevesleniyoruz... Ne de yanlış yapıyoruz! Oysa ki bizi güçlendiren yalanlar değil gerçeklerdir. Belki; gerçekleri duyunca çok üzüleceğiz. Ama aynı zamanda, üzülürken dayanıklılığımız da çoğalacak. Gerçeklere karşı duyduğumuz her üzüntü bizi ayakta tutacak. Zorluklara karşı durabileceğiz, ayakta olabileceğiz. Güç...

Evet, bir aradan sonra merhaba arkadaşlar.  Biliyorsunuz, okulun bu bunaltıcı, can sıkıntıcı havasına 15 gün ara verdik. Aynı zamanda koca bir dönemi atlattık biz haylaz öğrenciler. Aslında bu yazımı biraz geç yazdım sanırım, çünkü tatilimizin bitmesine maalesef az kaldı... Özellikle, okulda en son yapılan sınavlar beni öyle bunaltmıştı ki! Bir an önce tatil gelmesini diliyordum. Sıkılmıştım cidden. Matematik sınavına mı, Türkçe sınavına mı, Bilişim ve Teknoloji sınavına mı çalışsam, bilemiyordum. Bu sınavlar son günler o kadar canımı sıkmıştı ki.. Çünkü bir günde 3-4 sınav oluyorduk, inanın! Nasıl sıkılmayalım? Öğretmenlerimiz de bir pes etmiyordu doğrusu. Canımızın sıkıldığı en yoğun anlar, sınavlarda bilmediklerimizi düşünmek yerine sallamamıza bile neden oldu. "Bile" diyorum, çünkü bu uygulamayı tercih eden, bu "sinsi" kesimden gidenlerden pek değilim.  Amaan, onlar okulda kaldı. Biz tatilimize bakalım ya! Tatil nasıl geçiyor, öğrenci dostlarım? Ben...