Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SEVGİ ÜZERİNE (HİKAYE)

Sokakta yürürken kaldırımın bir kenarına oturmuş, etrafına aval aval bakan ve her bakışında yüzünü ekşiten bir adam gördüm. Elinde bir çay bardağı, bakışlarının eşliği ile yudumluyordu sıcacık çayını. Yüzünün o ekşi ifadesi ile çayın sıcaklığı ve lezzeti arasında dağlar kadar farklar vardı. Kötü bakışlarının ardı arkası kesilmiyordu. Adamın bu ilginç davranışlarına tepkim, yalnızca içten olmadı. Yanına vardım, oturdum soluna. Arkamızda, içi aylak dolu olan kahvehaneden iki çay istedim. Küçük çırak geldi yanımıza, uzattı çayları bize. Biten çayının ve biten kötü bakışlarının yerini şaşkınlık ifadesi aldı.  " Buyrun, içiniz. " dedim adama. Bir teşekkür etmeye ihtiyaç duymadan aldı ilk yudumunu. Gayet içinden gelerek söylediğini düşündüğüm sözlerine başladı: "Şu insanlar... Bir kadın çocuğu için saçını süpürge ediyor. Kendi yemiyor, çocuğuna yediriyor. Kendi giymiyor, çocuğuna giydiriyor. Bu nedir? Kimse bir başkası için bu denli uğraşmak ister mi? İnsan hiç kendisinden ç...

CUMHURİYET BAYRAMI

Resim
Cumhuriyet Bayramı... Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin her yönden daha gelişik olması adına 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'i kurdu. O gün bugündür, her yıl 29 Ekim'de, bu unutulmaz anı tekrardan yaşıyoruz, kutluyoruz, anıyoruz. Yüreklerimizden asla ve asla kopmayacak olan bu Cumhuriyet anları daima kutlama olarak varlığını sürdürecektir. 29 Ekim'e pek az gün kaldı. Rengarenk kutlamalar başlayacak gene. Milletimizin, hepimizin gözleri parlayacak sevinçten, sevineceğiz. Minik çocuklar el ele verecek, oynayacak. Her bir köşede kutlamalar olacak. O değerli anıları anmak için.. Öte yandan Cumhuriyet'in kurucusu olan ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk 'ün değerli kabiri, Anıtkabir'e gidilir. Mustafa Kemal Atatürk  bir kez de, onun bu kabirinde anılır. Yaptıklarına, milletimizi kurtarışına teşekkür edilir. Ben bugün sizlere, Cumhuriyet yönetimi gelmeden önce ülkemizde bulunan özellikleri aktaracağım. Cumhuriyet geldikten sonra neler değişti? Ülke yönet...

HEDEFLER

Resim
Diyorlar ki hedefsiz insanlar hiç ya ş am ı yordur bile. Do ğ ru diyorlar. Geldi ğ i d ü nyada, hedefleri olmayan insan, hayat ı n ı bo ş ç a ge ç irir. Hayattan umduklar ı n ı hedefsizce al ı r. Siz siz olun, önünüze ç ı kacak engellere aldanmay ı p kendinize hedefler olu ş turun. Olur ki ö n ü n ü ze ç ı kacak engellere tak ı l ı kal ı rs ı n ı z, o vakit hedefleriniz size k ö t ü , bir “Elveda!” der. Hedefe ula ş ma yolunda katletti ğ iniz ba ş ar ı lar ı n ı za bak ı n ve size engel olacak ş eyleri takmay ı n. Olacak, hedeflerinize, hayallerinize ula ş mak i ç in elbet ki size m â ni olacak ş eyler varolacak. Ö nemli olan sizin, o engelleri y ı kabilmeniz ve h â len g üç l ü kalabilmenizdir.  Moliere demi ş ki, “Zorluklar, ba ş ar ı n ı n de ğ erini art ı ran süslerdir”… Zorluklar artt ı k ç a ba ş ar ı n ı n o m ü thi ş de ğ eri de inan ı lmazca artar. İ nsanlar ı n, o ba ş ar ı ya ula ş ma iste ğ i, hevesi de artar. Hedefsiz insanlar hakk ı nda biraz daha yazma...

SEVGİ AĞACI / HİKAYE

Resim
MERHABA ARKADAŞLAR! Bugün öğretmenimiz sınıfta bizlere bir hikaye okudu. Ben beğendim ve sizlerle de paylaşmak istedim. Bu hikayeyi okumanızı tavsiye ediyorum. Sevgi durağında durulmuş hikayede. Bir zamanlar, uçsuz bucaksız bir kum çölünün ortasında, yemyeşil yaprakları ile dibine gölge ve serinlik veren bir ağaç varmış. Çölün kavurucu ve acımasız sıcağı, kumları kızdırır ama bu ağacın yeşil yapraklarını kurutamazmış. Kızgın güneş ne yaparsa yapsın, yapraklar hep yeşil ve parlak olurmuş. Güneşin sıcağından bunalıp kaçan tüm hayvanlar, bu ağacın gölgesinde dinlenir, esen rüzgarın tüylerini okşayışına kendilerini kaptırıp, uyuklarmışlar kaygısızca. Ağacın dalları arasına yuva yapmış olan kuşlar, yaprakların gölgesinde güneşten korunup, kanat çırparak daldan dala uçuşur, şarkılar söylermişler mutluluk içinde... Çölün ortasında, kızgın kumlarla çevrili bu ağacın nasıl beslendiğini mi merak ediyorsunuz? Söyleyeyim: Sevgi ve mutlulukla beslenirmiş bu ağaç. Diğer ağaçlar gibi topraktaki...

KURBAN BAYRAMI

Resim
Merhaba! Öncelikle: İyi bayramlar dilerim hepinize. Bayramın bitmesine pek az kalmışsa da bayram kutlamaları gerekir. Bayrama yakışır bir zekâ sorusu, bir fıkra ve bir kaç fotoğraf ile gönülleri neşelendirelim... Zekâ sorusu:   •  Bir adam asansördeydi. Asansör durdu ve adam annesinin öldüğünü anladı. Nasıl? Cevabını bulduysanız veya biliyorsanız bana Yazara Ulaşın ya da Ziyaretçi Defteri bölümünden yanıtlarınızı ulaştırın lütfen. Fıkra ile devam ediyoruz. Fıkra:  Hocanın kızı müthiş bir gümbürtü duyup seslenir:- Baba, bu ses nedir ?- Hiç kızım hiç, kavuk merdivenden yuvarlandı da.- A! baba, kavuktan bu kadar çok ses çıkar mı?- Çıkar kızım çıkar.Altında ben olursam çıkar. Yukarıdaki fıkrayı nasıl buldunuz? Yorumlarınızı ziyaretçi defterime yazarsanız sevinirim. Bayrama özel bir kaç fotoğraf ile devam ediyoruz. Herkese şeker tadında bayramlar diliyorum! Bu arada bayram dolayısıyla okullara 9 günlük tatlı bir ara vermiştik, değerli öğrenci ark...

FACEBOOK'TA BEGÜM'ÜN GÜNLÜĞÜ

Resim
İyi  Bayramlar! Blogumun Facebook`ta da bir noktası olduğunu biliyor muydunuz? Blogumun gerek tasarımı gerek ki yeni yazıları hakkında en güncel haberleri Facebook`taki yine aynı adı taşıyan sayfamdan da öğrenebilirsiniz. Böylelik ile yeni yazılarımdan daha hızlı haberdar olabilirsiniz. Facebook'taki sayfam, blogum ile aynı ismi taşımakta. Ve elbette son yazılarımı sizlere netçe,hızlıca  bildirmekte. Facebook'taki blog ulaşım noktam, Begüm,ün Günlüğü'nü takip ederseniz blogum ile daha iç içe olacaksınız. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere!

FARKLI OL!

Resim
Merhaba! Bugün sizlere farklılığın biz insanlara hangi açıdan neler kazandırdığını, kendi görüşlerim ile sizlere anlatacağım. İyi okurlar dilerim. Her konuda, elbette o konu ile ilgili olan bir klasiklik mevcuttur. Kişilerin çoğu, bu konuda aynı davranışları sergiler ve genel olarak aynı fikirlerde dururlar. Hep klasiklerdir. Bu 'klasik' çemberinin dışına çıkmazlar. Bir başka deyiş ile farklı olmazlar. Bir düzen vardır, hep o düzenin ipine göre ilerler. Yeni bir şeyler denemeyi düşünmezler veyahut düşünürler de bazı korkuları ya da çekingenlikleri yüzünden denemezler & uygulayamazlar fikirlerini... Çoğu kişi, kendisini farklı olmaktan uzak tutmuştur. Farklı olunca, yeni şeyler ortaya koyunca hayatın acı tarafını göreceğini düşünmüştür. Veyahut bazı sonuçlardan korkmuştur.  Pekiyi, farklı olmak insanlara hangi açıdan neler kazandırır? Bizzat ben yanıtlıyorum. Farklı kişilerin, farklılıkların direkt olarak ilgi ve dikkat çektiğini bilmekteyiz. Bunu bir örnek ile açıklay...

NEREDESİN ÖNYARGI KATİLİ?

Resim
Merhaba! Ah şu önyargılarımız... Biri çıkıp gelse de önyargının katili olacağım dese.. Tek çırpıda önyargılarımızı öldürse...  Ne iyi olurdu, değil mi ama? Cidden, sırf önyargıları sayesinde karşısındaki kişiden soğuyan binlerce insan var. İnsanlar bilmeden etmeden türlü türlü yorum yapmaya kalkışıyorlar. Elde ettikleri sonuç dolayısı ile hep olumsuzdur, doğal olarak. Tanımadığınız bir insanın, önüne dalgalar oluşturursunuz. Ben böyle tanımlarım önyargıyı.  Önyargı, karşınızdakini üzmekten ziyade size şu açıdan bir şey kaybettirir: O kişinin size yaklaşımı soğuk olur. Size karşı sevgi ve ilgi göstereceği nadiren rastlanılan bir durumdur. Bile bile kendinizi, o kişiden soğutmaya çalışmış olursunuz. Bunun dışında en büyüğü de önyargılar gereksizdir. Karşınızdakini de sinirlendiririz örneğin. Kim sinirlenmez ki doğrusu? Biri geliyor, sizi tanıyıp bilmeden eleştiriyor davranışlarınızı . Ya da davranışlarınızın öncesini sonrasını bilmeden, olmadık şeyler uyduruyor. Kim hoşnut...

Bil & Kazan 2. Etap

Bil & kazan yarışmamızın 2.etabındayız. İlk etabımızın kazanan kişisi Ayla adında bir üyemiz oldu. Kendisini tebrik ederim. Bakalım bu etabımızdaki kazanan üyemiz kim olacak? Hız kaybetmeden ikinci etabımızın sorusuna geçelim. Zeka sorusu: Bir çocuk derenin karşısına geçecek. Ama derede yılan var. Çocuk yılandan zarar almadan nasıl karşıya geçebilir? Bu sorumuzun yanıtını biliyorsanız ziyaretçi defterime yazın lütfen. Bir dahaki yazımda görüşmek üzere!

BİL & KAZAN

Resim
Merhaba!   Yeni bir yarışma başlatıyorum. Yarışmamız gayet kolay çözülebilen bir yarışma. Yarışmamızda kazanan kişinin blogunundan bir yazıyıyı alıp kendi blogumda yayımlayacağım. Ve eleştirilerimi yapacağım. Sizlere bir âdet zekâ sorusu soracağım. Zekâ sorusu: Yılın kaç ayında ‘otuz’ gün vardır? Cevabını bulduğunuz takdirde, Yazara Ulaşın bölümünden ya da ziyaretçi defterimden cevablarınızı bana ulaştırabilirsiniz. Yarışma süreci: 07.10.2013 Bir daha ki yazımda görüşmek üzere!   - Begüm-

TÜRKÇE BİLGİNİZİ ARTIRMA ZAMANI !

Resim
Merhaba! Derslerimden dolayı bir kaç gündür yazmıyordum. En çok da öykümle ilgilendiğim için bloguma pek vakit ayıramadım. Şimdi yepyeni bir yazım ile karşınızdayım. Derslerinizdeki başarılığınıza katkı sağlamak istiyorum. Hem de kendi bilgilerimi tazelemeye, olduğundan daha da kalıcı yapmaya niyetliyim. Bu yüzden İnternet'ten yapmış olduğum araştırmalar sonucu hatırımda kalan bilgileri sizlerle de paylaşmaya karar verdim. Türkçe bilgimizi geliştirme vakti! Küçük ünlü uyumu nedir?     Bir kelimede düz ünlüden sonra düz (a, e, ı, i), yuvarlak ünlüden sonra yuvarlak dar (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlüler bulunur: anlaşmalı, bilek, çilek, ısırmak, ılıklaşmak, kayıkçı, seslenmek, yeşil; boyunduruk, börekçi, çocuk, güreşmek, ocakçı, odun, özlemek, sürmek, vurmak, yoklamak, yorgunluk, yumurta, yüreksiz vb. ( Kaynakça: tdk.gov.tr)  Örnekleri ile de net bir şekilde anlayabileceğiniz, küçük ünlü uyumu tanımı.. Türkçe bilgilerimizi pekiştirmek adına bir grup kelimeleri...