Kayıtlar

2015

Resim
3 gün önce 2014'ü geride bıraktık. Ve yepyeni bir yıla girdik. 2015! Bugün 3 Ocak, yeni yılın 3. günü. Birçok başlangıç, yeni kararlar, yeni tercihler, değişimler ve yenilikler yılın ilk gününe ayarlanmış olabilir "hayat" tarafından. Ani sürprizler de. Ve o vazgeçilmeyen espri, "Seneye görüşürüz!", de! Benim için değişen birşey olmadı. Halen bahçemizde kulak delecek şekilde öten bir tavuğumuz var mesela!Halen 13 yaşındayım. Halen okula gidiyorum. Halen yazı yazmayı seviyorum. Ve halen matematikten nefret ediyorum! 2015'ten ne mi bekliyorum? 2015'ten, artık savaşların bitmesini, tüm dünyanın barış içinde olmasını, herhangi bir ayrımcılık yapılmamasını, yoksulluğun sona ermesini, insanların sıcacık evlerinde karnı tok yaşamalarını, küçük yaşta çocukların işe verilip eğitimlerinden edilmemesini, küçük yaşta kızların evlendirilmemesini, haksızlıkların önlenmesini, herşeyin adaletle yapılmasını bekliyorum! Ve bunların yalnızca bir beklentiden ibaret o...

"Sol Ayağım"

Resim
Dün kitap evinden satın aldığım bir kitaptan bahsetmek istiyorum size. Daha önce sıkça adını duymama rağmen bir türlü okuyamamıştım. Evet, bu beni etkileyen harika eserin adı " Sol Ayağım ". Birçoğunuz duymuşsunuzdur, okumuşsunuzdur. Sol Ayağım'ın kalemi Christy Brown 'a ait. Christy Brown, İrlandalı yazar ve ressam 23 çocuklu bir ailenin, hayatta kalabilen 13 çocuğundan biri olarak Dublin'de doğmuştur.Beyin felci ile dünyaya gelmiş ve uzun süre hareket ve konuşma yetenekleri olmadan yaşamıştır. Christy Brown, Sol Bacağım'da otobiyogrofisini yazmıştır. Bütebün kendi hayatını ele almıştır. Christy Brown hayatına engellerle başlamıştır. Peki bu engelleri kaldırabilmek için çaba sarfetmiş mi? Ne kadar etmiş? Nasıl kendisi için çok önemli olan şeylere veda etmiştir? Onu, diğer insanlardan ayıran duvarı yıkabilmiş mi? İşte, bunu ben de sizler gibi merak ediyorum. Çünkü henüz kitabı bitirmedim. Sonunu heyecanla bekliyorum. Bu, aslında cesaret, umut, ilham veri...

Maymun İştahlılık

Bazı konularda her ne kadar çalışkan, yılmaz olduğumuzu öne sürsek de biz insanların doğal ama yanlış olarak yaptığı şeydir bir işi yarım bırakmak. Peki neden bir işe başlayıp yarım bırakırız? Ne zaman gözümüzde büyülterek "uğraştırıcı" dediğimiz bir işe başlarsak hemen üşengeçlik duygumuz devreye girer ve bitirmeden yeni bir işe başlama hissi uyanır içimize. "Haydi, şunu bitireyim de geçeyim artık öbürüne!" diyerek yarım yamalak, özensiz yaparız o hemen bitirmek istediğimiz işi. Biz buna  maymun iştahlılık  diyoruz.Şimdi bunların hepsi yanlış olsa da sürekli olarak yaptığımız ve bize doğal gelen şeyler. Bir de bunun tam maymun iştahlıları var. Maymun iştahlı, farzedelim ki bir resim çizmek istiyor. Resimden kasıt ettiğim öyle basit şeyler değil yani. Farz edelim ki İstanbul Boğaz Köprü'sünü çizmeyi heves ediyor ve başlıyor. Devam ediyor. Ve yapamadığını düşünerek daha yolun başından pes ederek kalemi kağıdı bırakıyor! Maymun iştahlıların hevesi, aynen böyle g...

Adamlık

Resim
Adamlıktan bahsederken ilk önce tam olarak neyi ifade ettiğini kavramalısınız. Adamlık, cinsiyet,yaş ile belirlenmez. Adam denilen şahsiyet sorumluluklarını üstlenmeli. Her daim dürüst olmalı. Elini vicdanına koyarak hareket etmeli. Empati ile yürümeli. En önemlisi de güzel bir ahlakı olmalı. Bunların tamamına sahip olamayabilir. Hatalar yapabilir. Ama yanlışlarını tekrar etmemeye çalışması bile onu "adam" kılar.  Yetişkin birinde olmayan olgunluk küçük bir çocukta olabilir. Çocuk, yetişkin bireyden daha fazla düşüncelilik gösterebilir. Ondan daha olgun davranabilir. Bu demek oluyor ki adamlık, yaş düzeyine göre de belirlenmez. Aynı halde adamlık cinsiyete bakılarak da belirlenmez. Adam denilince akla yalnızca erkek gelmemeli. Temiz kalpli ve davranışlarını kontrol eden, kendisini kontrol eden insan gelmeli akla. Bu bir kadın da olabilir, erkek de. Aynen Necip Fazıl Kısakürek 'in de dediği gibi, " Adam olmak cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesidir. " ...

Bilgilendirme

Resim
Herkese merhaba, Arkadaşlar "Aslı" isimli hikayemi yazmayı bırakıyorum. Tüm ilgi ve alaka için teşekkür ederim.

Aslı (19.Bölüm)

Az önceki teneke öğrenci tavırlarımı sınıf samimi bulmuş olacak ki hemen yanıma geliyorlar. Aylin konuşuyor. -”İlahi Aslı.. Nihal hocayı böyle cevapsız bıraktın ya hahahah...” Onun cümlesi biter bitmez sözü boya küpü alıyor. -”Yalnız halamı fena kızdırdın..” diyor gülerek. Neee? Hala mııı? “Nihal hoca senin halan mıı?” diyorum gözlerimi pörtleterek. Aynı zamanda diğerleri de çok şaşıyor benim gibi. Demek Nihal hoca bu yüzden daha gelir gelmez böyle samimi davranmıştı boya küpüne.. Gülümseyerek cevap veriyor boya küpü. -”Evet, halam oluyor.” “Çok şaşırdım cidden yani boya küpü..” Ne? Az önce ben “boya küpü” mü dedim? Bu kelimeye artık hemen nasıl alışmışsam.. Boya küpü mavi gözlerini açıyor önce. Sonra da kahkaha atıyor. Ben de sert tepki vereceğini ummuştum oysa ki.. -”Evet, yani, biraz süslü olduğum doğrudur.” diyor gülümseyerek. Onun bu samimiyetine dayanarak ben de ona takılıyorum. “Biraz mı?” diyorum gülerek. O da gülerek karşılık veriyor. Muhabbeti kurdum ya ...

ASLI (18.BÖLÜM)

“Hocam, ne sormuştunuz?” diye tekrarlıyorum sorumu. -”Nüfus yoğunluğunun ülkede oluşturduğu problemler nelerdir?” Biraz etrafıma bakınıyorum. Ağzımdan şu cümleler çıkıyor. “Nüfus yoğunluğu ülkemizde problemler oluşturur.” der demez sınıf gülüyor yine. Gülmek için yer arıyorlar galiba. -”Ne gibi problemler?” Hocanın gözlerinin içine bakarak cevap veriyorum. “Bu problemler o kadar önemli ki.. Anlatılmaz, yaşanır hocam.” Sınıfı bir kahkaha alıyor. Nihal Hoca sınıfa ciddi ciddi “Gülmeyi kesin.” der gibi baktıktan sonra sınıf susuyor. -”Dersi dinlememendeki sebep?” “Dinledim ki..” -”O kadar iyi dinlemişsin ki, aferin sana! Otur yerine.” Oturuyorum. Tüm gözler bende. Tabi ki boya küpünün de. Aylin'in de. Nihal Hoca, Aylin'i kaldırıyor. -”Sen söyle bakalım Aylin, nüfus yoğunluğunun ülkede oluşturduğu problemler nelerdir?” -”İşsizlik, gıda yetersizliği, ulaşım, sağlık problemleri. Bu problemleri ortadan kaldırabilmek için de ebeveynlerin aile planı yapma...