Begüm'ün Günlüğü

Merhaba! Size bir zekâ sorusu soruyum  öncelikle: İki kişi yolda karşılaşıyorlar. Küçük olan, büyüğün öz oğludur. Ancak büyük olan küçüğün babası değildir. Bu nasıl olur? Haydi kolay gelsin! Bulan göndersin. Size bir anımı daha doğrusu yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum. Ben sınıfta arkadaşlarımla iyi anlaşırım, şakalaşırım ama bu iş öğretmenlerime gelince değişir. Şimdi anladım da bazı öğretmenlere karşı girişken olmalıyız. Tabi bu öğretmenlere göre değişir. Yani bazı öğretmenler ağır başlı öğrenciyi bazı öğretmenler de girişken öğrenciyi sever. Biraz girişgenlik sayesinde öğretmenlerimle iletişime geçtim. Benle daha yakından ilgileniyorlar. Dediğim gibi öğretmenine göre değişir.  Yani gidip de yaşlı, komik olmayan bir öğretmene şaka yapmak bence normal bir şey değil. Bir de arkadaşlara da soğuk kanlı olmamalıyız bence. Dediğimi anlamanız için size kendimden örnel vereyim. Ben 4. sınıftayken hiç doğru düzgün sabit bir arkadaşım yoktu açıkcası. Şimdi oooooo say say bitmeye...

Arkadaşlar öncelikle tüm öğretmenlerin geçmiş Öğretmenler günü 'nü kutlarım. Belki duymuşsunuzdur ki seneye yani ben 6. sınıfa başladığımda artık serbest giyineceğim. Bence şimdiden mavi önlüklü ya da beyaz gömlekli öğrenciler bu okul kıyafetlerinizle bir fotoğraf çekinin hatıra kalsın. Çünkü bu alışılmış okul kıyafetlerini bir daha giyemeyceksiniz. Yani bir o kadar da ben bu okullarda serbest giyimi doğru bulmuyorum. Evet serbest  giyim derken tabi içinde bazı kurallar var ama okulda okul kıyafeti giyilmeli. Sizce de bu doğru mu? Ne ise blog okurlarım size bir zekâ sorusu sormak istiyorum:Babası, çocuğunun her doğum gününde evdeki kumbaraya 1 TL atar. Çocuk 12 yaşına geldiğinde kumbarayı açarlar. Kumbaradan 3 TL çıkar. Üstelik kumbara daha önce hiç açılmamıştır. Peki, bu nasıl olmuştur? Açıklayabilir misiniz? Cevap bulan göndersin. İnanın mantıksız biri bile bu zekâ sorusunu en fazla beş dakikada çözebilir. Çünkü basit bir soru. Belki de aklınıza gelen ilk cevap doğrudur. Yoru...

'' İlim ilim bilmektir İlim kendini bilmektir Sen kendini bilmezsen Ya nice okumaktır.'' YUNUS EMRE Yunus Emre' nin de dediği gibi kendimizi bilmeliyiz. İnsan kendini bilmiyorsa tarzını da bilemez.

Kendimden biraz bahsetmek istiyorum. Belki daha önceki yazılarımda bahsettim ama şimdi daha iyi bahsedeyim. Ben on bir yaşındayım. Gelecekteki mesleğimin şair, yazar ve türkçe veya ingilizce öğretmeni olmasını istiyorum. Çünkü ingilizcem ve türkçem iyi. Burada yayınladığım bir yayın haricinde hepsi bana aittir. 5/c sınıfına gidiyorum. İki kez takdir belgesi aldım. (övünmek gibi de olmasın:)) Evet, galiba bu kadar... Ve unutmamak gerek ki Atatürk'ü saygıyla anıyoruz. ESEN KALIN

Herkesin  beğendiği  şarkıcılar vardır. Ben yabancı şarkıcıları beğeniyorum.  Mesela, Avril LAVİGNE'nin şarkılarını çok seviyorum ve dinliyorum. Çünkü sesi çok güzel. Klipleri de çok iyi. Kendisini de çok beğeniyorum. En çok sevdiğim ve dinlediğim şarkısı, "Smile" şarkısı. Sonra, Katy PERRY'yi de çok beğeniyorum. Şarkılarını da çok dinliyorum. Kendisi de çok güzel. En çok "Part of me" şarkısını beğeniyorum. Alexsandra STAN'ın şarkılarını da kendisini de çok güzel buluyorum. En çok "Lemonade" şarkısını seviyorum.  Yetenekli şarkıcılar hepsi de. Kesha'nın şarkılarını da çok güzel buluyorum. En çok sevdiğim şarkısı da "Tik tok". Evet galiba bu kadar.

Cumhuriyetin önündeki en büyük engel saltanattı Saltanatın kaldırılmasıyla bu engel aşıldı 29 Ekim 1923'de cumhuriyet ilan edildi Sevinç doluydu halkın sesi. 158 millet vekilinin oyunu alan Atatürk Artık bir cumhurbaşkanı idi Eski yasalar kaldırıldı Yenileri geldi işte örnekleri; Eskiden kadınlar çarşaf giyerken Şimdi ise özgürce giyiniyor Arap alfabesi kullanılırken Latin alfabesi kullanılıyor. Eskiden ayıptı kız çocuğu okutmak babaya Şimdi ise  ayıp karşılanır okutmamak babaya Ne kadar teşekkür etsek azdır Ata'ma Ve onun yürekli dava arkadaşlarına Bunlar sadece bir kaçı Cumhuruyetin çok oldu yararı Şimdi ise bizlere düşen asıl görev Korumak olacaktır bu aziz vatanı.

Birisi konuşurken, bir şeyler anlatırken o kişiyi dinlemeliyiz. Eğer dinlemesek ona karşı saygısızlık etmiş oluruz. Bu davranış görgüsüzlüğe de girer. Peki bir kişinin sizi dinlemediğini anlamak için ne yapmalıyız? Yüz ifadelerinden anlayabilirsiniz mesela. Yüzünde bir ciddilik görüyorsanız sizi dinliyordur muhhakak. Ya da gözlerine bakın. Ara sıra konuşmayı bırakıp o kişiyi yukarıdan aşağı bir süzün. Ama farketmesin. Daha bir sürü yol var. Bir çözümü de şu: örneğin siz küçük bir öğrencisiniz. Ve bir ders hakkında sunum yaptınız. Ama bu sunumu öğretmenden önce evdeki babanıza göstermek istediniz. Babanıza sunumunuzu anlatmaya başladınız. Onun sizi dinlediğini anlamk için şöyle küçük bir test yapabilirsiniz. Sunumunuzun ortalarında babanıza ders hakkında yanlış bir bilgi verebilirsiniz. Ve sunum bittikten sonra babanıza "Nasıl olmuş?" diye sorduğunuzda cevap eğer "Şurada bir hata yaptın." veya benzeri şeyler ise yani hatanızı farketmişse sizi dinlemiş oluyor. Yok e...