Kayıtlar

Değişim Yolculuğu Bölüm 2#

Resim
Merhaba güzel dostum... Senden bugün lügatinden "asla", "mümkün değil" ve "imkansız" kelimelerini çıkarmanı isteyeceğim. Hayatta imkansız diye bir şey olmadığını sana yaşanmış, gerçek milyonlarca örnekle ispat edebilirim. Bu örnekler aklına gelebilecek her konu ile ilgili olabilir. Hiçbir şey imkansız değildir, beynimiz biz neye inanırsak onu gerçekleştirmek için komut alır. Kimseden hiçbir eksiğin yok, hiçbirimiz kusursuz değiliz. Olmak zorunda da değiliz. Hatalar, yanlışlar, denemeler, kusurlar, noksanlıklar fıtratımızda var iken nedir bu acımasızca kendini eleştirişlerin? Sertçe benliğini suçlayışların, ezişlerin? Çevremize kadar ne kadar bağışlayıcı ve hoşgörülüyüz halbuki... Söz konusu kendimiz olunca neden böyle acımasız oluveriyoruz? Bu bize zarardan başka ne verebilir ki...  İnsanlar hata yaparak öğrenir. Bu bu kadardır. İnsan hayal ederek yaşar. Hayallerini küçümseme veya imkansız kılma! Hayallerin gözüne çok zor görünebilir, ama bu onu gerçekleşt

Değişim Yolculuğu Bölüm 1#

Resim
Uzun süredir kendinden ve hayatından sıkıldığını fark ediyorsun. Eskiden severek  yaptığın şeyler şu an senin için hiçbir anlam ifade etmiyor. Her şeyden kolayca sıkılıyor ve vazgeçiyorsun. Ailen ve arkadaşlarınla da ilişkilerin zayıflamış durumda zira toksit enerjinle girdiğin her ortamda gergin bir hava yaratmaya başladın. Kendini hiçbir işe yaramaz bir patates gibi hissediyorsun. Hatta ve hatta bir patatesin bile senden çok daha işlevi olduğunu düşünüyorsun. İşler iyice sarpa sarmaya başlarken sen sadece orada öylece duruyorsun. Hiçbir şey yapmıyorsun. Sürekli kendine sözler verip tutmuyorsun. Her gece atomu parçalayacakmış gibi planlar yapıp ertesi sabah saat 12'de uyanıyor ve akşama kadar pineklemekten, Netflix izlemekten başka bir şey yapmıyorsun. Kısır bir döngü içindesin. Bu durumdan asla memnun değilsin ama değişmek için de harekete geçmiyorsun. Dostum, sence de artık bu gidişe bir demenin vakti gelmedi mi? (Bkz: Sagopa Kajmer - Galiba "Ama olmaz, b u gidişe bir son v

Hayallerinden vazgeçme

Resim
Hayal etmeli insan. Hayal edebilmeli. Her zaman ve her şeye rağmen. Herkese rağmen. Buradaki rağmenin altını çiziyorum çünkü insanlar, kendilerine inanmadıkları için senin de yapamayacağını söylerler. Senin hayal etmen ve bunları gerçekleştirmek için çabalaman onları rahatsız eder. Zira onlar hayal kurmayı dahi beceremezler. Oldukları hallerini değiştirmek için çabalamaya kalkışmazlar. Durumu büyük bir boş vermişlikle kabul ederler. Hiçbir şeyi değiştirmek için bir istekleri yoktur. Onlar için hayat, şu anın durumundan ibaredir. Başka bir versiyonu yoktur. Ne kişiliklerinin ne yaşamlarının. Onların fikri bu yöndedir ve bu yüzden hayalleri için umut eden, savaşan insanları gördüklerinde içlerindeki o negatif enerjiyi sana da aşılamak isterler. Bir virüs gibi... Senin yapman gereken şey, bu virüsü yoksaymak değildir. Sen bu virüsü yok edemezsin. Çünkü insanlar (birer ağızları olduğu sürece) konuşmaya ve eleştirmeye devam edecekler. Yani bunu durduramazsın. Ama bağışıklık kazanabilirsin.

Dur ve biraz soluklan

Resim
Her şeyi bir kenara bırakalım. Neler oluyordu? Neler yaşanıyordu? Ne yaşanırsa yaşansın, hayat yaşamaya değerdi. Forrest Gump'ın annesinin de dediği gibi; hayat bir çikolota kutusuydu. İçinden ne çıkacağını bilemezdik. Fakat çoğu insanların henüz anlamadığı bir nokta var: çikolota kutusundan her zaman çikolota çıkmaz. Hayat her zaman istediğimiz gibi gitmez. Her şey hayal dünyamızdaki ile paralel ilerlemez. Dünya tozpembe bir masal alanı değildir. Güzellikler de kötülükler de hayatın içinde hep vardır; var olacaklardır. İyi insanlar da var kötü insanlar da. Ama ben olayları genellikle iyi/kötü diye ayırmam. Hangisi daha acıverici? İşte bu beni en çok zorlar. Zorluk güçlendirir. Belirli seviyede kaygı, belirli seviyede zorluklar bana yaşadığımı hissettirir. Mücadele etmeden ellerimiz cepte bir yerlere varamayız. Hepimizin hayatında muhakkak çok mutlu bir dönem olacak. Hepimizin hayatında muhakkak çok zor bir dönem olacak. Bu böyledir. Fakat şunu unutmayalım dostlar, mutl

ORTAM SANAL SUÇ GERÇEK

Resim
Merhaba. Yine bir kitap önerisiyle karşınızdayım. İnsan kitap kurdu olunca böyle bir şey oluyor. :D Ortam Sanal Suç Gerçek . Bu bir bilişim kitabı. Yazarımız İsa Altun, bilişim suçları uzmanı. Bu kitap, İnternet'i, sosyal medyayı nasıl güvenli kullanacağımızı ve gözü çabasız, emeksiz parada olan sahtekar dolandırıcıların tuzağına düşmememiz için bize yol yordam sunan bir kitap. Bunları öğrenince İnternet'te yaptığınız bir şeyi yaparken iki kez düşüneceksiniz. Daha gözüaçık olacaksınız. Kimse özel bilgilerini, parasını ve güvenliğini başkalarına kullandırtmak istemez, değil mi? Yaşanmış bazı dramatik sanal suçlar hikayeleriyle bizi daha da gerçeğe yöneltip gözümüzü açan bu kitabın sade yazım şekli, aşırı olmayan bilişim terimleriyle bizi boğmayan tarzı, kitabı akıcı şekilde okumanızı sağlıyor. Telefonlarınıza virüs bulaşmasından tutun, dolandırıldığınızda, adınıza sahte hesaplar açıldığında, sizi arayan garip numaralar olduğunda bile ne yapacağınız özenle anlatılmış. Kitabı

BARAN

Resim
Evet, merhaba. Yine bir film önerisiyle karşınızdayım. Filmimizin adı Baran . Yine bir Mecid Mecidi yönetmenliğinde çekilen film 6 Şubat 2002'de yayımlanmış. Ben bile yoktum o zamanlar. :) Başrollerini Hossein Abedini ve Zahra Bahrami oynuyor ve yine oyunculuklar çok iyi. Mecidi, hayatın yine gerçek uçumlarından birini ele almış ve olabildiğince gerçek ve doğal bir biçimde yansıtmış. Filmin teması sevgi olarak tasarlanmış. O, şimdiki televizyonlarda, günümüz toplumunda gördüğünüz birçok "sevgi"den çok daha farklı, çok daha saf ve temiz. Çok daha içten, karşılıksız ve beklentisiz. Gerçek sevgi de bu değil midir zaten? Baran'ın konusu ise, bir inşaatta çalışan iki genci ele almaktadır. "17 yaşındaki Azeri Latif, Tahran'daki bir inşaatta ameledir. Aynı inşaatta kaçak olarak çalışan bir Afganlı iş kazasında yaralanınca Latif'in hayatı da beklenmedik bir yön alır. Sakatlanan işçinin yerine oğlu Rahmat çalışmaya başlar. Kalabalık ailesini geçindirm

CENNETİN ÇOCUKLARI

Resim
Evet, uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba. Bugün size bir film önerisi yapacağım. Filmin adı Cennetin Çocukları ve senaristi Mecid Mecidi . Dram teması olan bu film 1999 yılında yayımlanmıştır. İran yapımıdır. Ben geçen günler, ablam ve kardeşimle bir buçuk saat süren bu filmi izledim ve film hakkındaki düşüncelerimin geneli olumlu. Verilmek istenen mesajlar anlamlı, güzel. Bu film çok gerçekçi bir havaya sahip olduğu için hayatın asıl yüzüyle yüzleşmemizi sağlıyor. Günlük yaşamımızda en ufak şeyleri bile kendimize dert edinip dünyanın en büyük olumsuzluklarına sahipmişiz gibi davranıyor, çoğu zaman nankörlük yapıyoruz. Hiçbir şeyden doğru düzgün yetinemiyoruz, hep daha fazlasını istiyoruz. İşte bu film, tam da bu yaptığımızın tersine, masum çocukların küçük şeylerden duyduğu mutluluğu ve bunu çektiği o kadar zorluklara rağmen hala yapabilmelerindeki o güzel başarıyı esas almış. Hiçbir şeyin kolaylıkla elde edilmediği, hayatın zorluklarına karşı yine de mutlu olup ruhu tatmin e